Denizli’de yaşanan bir aile dramı, hem toplumda derin bir üzüntüye hem de büyük bir öfkeye sebep oldu. Yatalak olan annesine şiddet uygulayarak onu komaya sokan şizofren doktor, olayın ardından tutuklandı. Bu acı olay, sağlık profesyonellerinin ruh sağlığı sorunları ve aile içi şiddet konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Denizli’nin Merkezefendi ilçesinde meydana gelen olay, bir ailenin parçalanmasına ve toplumun derin bir yaraya dönüşmesine yol açtı. Edinilen bilgilere göre, 45 yaşındaki doktor S.A., yatalak olan annesi A.A.'ya yönelik şiddet eylemlerini gerçekleştirdi. Şizofreni tanısı konulmuş olan S.A., ailesinin ve çevresindekilerin endişelerine rağmen tedavi sürecini yeterince ciddiye almadı. Yakınları, doktorun zamanla daha agresif hale geldiğini belirtti. İddialara göre, 70 yaşındaki A.A., son bir yıldır oğlu ile yaşamak zorundaydı ve bu dönem boyunca şiddetli tartışmalara tanık oldu.
Olayın yaşandığı gün, S.A. annesinin sağlık durumundan dolayı aşırı stres altındaydı ve sinirine hakim olamayıp, onu dövmeye başladı. Bu saldırı sonucunda yaşlı kadın, ağır yaralanarak komaya girdi. İlk olarak acil servise kaldırılan A.A., tedaviye alındı fakat durumu kritik durumunu korudu. Gözaltına alınan S.A., kendisine yöneltilen suçlamalar karşısında soğukkanlılığını korudu ve ruh sağlık sorunlarına işaret etti. Aile üyeleri ise, yaşanan bu şiddetin son yıllarda arttığını ve S.A.’nın tedavi edilmesi gerektiğini savundu.
Olayın hemen ardından Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından geniş çaplı bir soruşturma başlatıldı. Şizofreni hastalığı ile mücadele eden bireylerin ailelerine olan etkisi ve toplum üzerindeki yansıması bu tür olaylarla bir kez daha gözler önüne serildi. Uzmanlar, ruh sağlığı sorunları yaşayan kişilerin, uygun tedavi almadıkları takdirde hem kendilerinin hem de çevrelerindeki insanların hayatlarını tehlikeye atma ihtimalinin çok yüksek olduğunu belirtiyor. Olayın basına yansıması ile birlikte, halk arasında ruh sağlığı konusunda daha fazla duyarlılık kazandırılması gerektiği yönünde tartışmalar başladı.
Halk, olayın medyada yer almasının ardından birçok yerde, ruh sağlığı hizmetlerinin artırılması ve şizofreni hastalarının tedavi süreçlerinin ciddiyetle ele alınması gerektiğini vurguladı. Şizofreni hastalığı, maalesef toplumda hala bazı yanlış algılara yol açmakta. Çoğu zaman hastalar, güvenlik açığı ya da tehdit olarak görülmekte. Oysa ki bu bireylerin tedavi edilmesi, hem kendileri hem de aileleri için vazgeçilmez bir durumdur.
Bu trajik olay, yatalak bir anneye uygulanan şiddetin ne kadar acı verici sonuçlara yol açabileceğini gözler önüne serdi. Modern toplum, aile içindeki şiddeti önlemek ve bu tür olaylarla başa çıkmak için daha fazla adım atmalıdır. Aile içi şiddetle mücadele, sadece kurbanlarla ilgili değil aynı zamanda bu tür davranışları sergileyen bireyler için de geçerli bir tedavi yolu gerektirmektedir. Ailelerin, bireylerin ruh sağlığına yaptığı etkilerin önemi bir kez daha kabul edilirken, yaşanan bu olayın, toplum için bir ders niteliği taşıdığı unutulmamalıdır.
Olay sırasında S.A.'nın tutuklanmasının ardından, sağlık alanında çalışan tüm profesyonellerin ruh sağlığı sorunları ve görevleri sırasında yaşadıkları zorluklar üzerine daha fazla farkındalık oluşturulması gerektiği vurgulanıyor. Hem bireyler hem de aileler, ruhsal sağlık konularında daha fazla bilgi sahibi olmalı ve gerektiğinde profesyonel yardım almayı asla çekinmemelidir. Bu trajik vaka, sadece bir kadının hayatını etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda toplumsal bir sorun olan aile içi şiddet ve ruh sağlığını da tekrar gündeme taşıyarak geniş kitlelerin dikkatini çekmeyi başardı.