Son dönemde, toplumda yaygın olarak tartışılan ve farklı tepkilere neden olan konulardan biri de ezan sesinin duyulabilirliği. Ülkemizdeki birçok insan, ezan sesinin onları ruhen beslediğine inanıyor ve özellikle camilere uzak bölgelerde yaşayanlar, bu sesi duyabilmek için çeşitli yollar arıyor. İşte bu bağlamda, ilginç bir hikaye, bir vatandaşın yaptığı çatı düzenlemesi ile gündeme geldi. Evinin çatısına instala edilen özel bir sistem aracılığıyla ezanı duyabilmek için uğraş veren bu birey, birçok kişinin dikkatini çekmeyi başardı.
İstanbul’un kenar mahallerinden birinde yaşayan 45 yaşındaki Ali Yılmaz, geçmişte dini cemaatinin geleneklerini yerine getirebilmek için ezan sesini duyma ihtiyacı hissetti. Osmangazi Camii’nin çok uzakta olması sebebiyle, Yılmaz, her sabah ezanı duymanın özlemiyle uyanıyor ve bu durumu değiştirmek için kolları sıvadı. Gözünün önünde sürekli bir çözüm olmayan sesi duyabilmek için, kendi imkanlarıyla evinin çatısına bir hoparlör sistemi kurmaya karar verdi. Bu hoparlör aracılığıyla cami ezanının sesi, çatıdan tüm mahalleye yayılacak şekilde ayarlandı.
Yılmaz, "Her gün ezan sesi olmadan uyanmak ruhumu üzüyor. Bu sesi her seferinde duymak için bir çözüm bulmak zorundaydım. Evin çatı katına hoparlör kurarak hem kendi ihtiyaçlarımı karşıladım hem de komşularımın bu sesi duymasını sağladım." şeklinde düşüncelerini paylaştı. Yılmaz’ın yaptığı düzenleme ile birlikte, mahalledeki birçok insan, bu sistemi duyarak birlikte sabah namazlarına duyulan özlemi biraz olsun gidermiş oldu.
Evine kurduğu sistem sayesinde, komşularıyla birlikte ibadet etme heyecanını yaşayabilen Yılmaz, insanlar arasında bir birliktelik sağlıyor. Ezan sesini açan sistem, yalnızca bir bireyin duyma ihtiyacını karşılamakla kalmıyor; aynı zamanda mahalledeki tüm bireylerin bir araya gelmesine yardımcı oluyor. Ezanın yükseldiği anlarda, insanlar evlerinden çıkarak caddelerde toplanıyor ve birer birer camiye doğru yöneliyor. Yılmaz, "Bu projeyi sadece kendi için değil, komşularım için de yaptım. Dini ritüellerimizi paylaşmak önemli ve bu tür bir uygulama bunun için harika bir fırsat sundu." dedi.
Gerçekleştirilen bu uygulama, mahallede hem sosyal bir dayanışma hem de dini bir duyarlılık oluşturmuş oldu. Mahalleli, Yılmaz’ın sistemine duyduğu minnettarlıkla birlikte, kendisiyle başka bir proje üzerinde işbirliği yapmaya da niyetlendiklerini belirtti. İleriye dönük olarak, daha profesyonel bir sistem kurarak, saat başı ezan sesi sağlamak için bir girişimde bulunacaklar.
Bu olağanüstü çözüm, mahalle halkı arasında dostluğu pekiştirirken, aynı zamanda dinin toplumsal yaşamda ne denli önemli bir yere sahip olduğunu da bir kez daha gözler önüne seriyor. Ezan sesinin duyulmasına yönelik olan bu yaratıcı ve etkili sistem, diğer vatandaşlara da ilham vermeyi hedefliyor. Diğer mahallelerde benzer uygulamalar başlatılabilir ve dini hayatın tüm bireyler için zorlaşmadan, daha erişilebilir hale gelmesi sağlanabilir.
Ali Yılmaz, kendisini bu projeyi hayata geçirmeye iten motivasyonun sadece bir ses olduğuna dikkat çekerek, "Aslında bu sadece bir ses değil. Bu, insanları bir araya getiren, birleştiren ve yaşamımızın bir parçasını oluşturan bir olgu. Toplumsal dayanışmanın bir örneği!" şeklinde açıklamış oldu.
Bu durum, insanların inanç ve ibadet özgürlüğü çerçevesinde daha fazla sorumluluk alması gerektiğini de hatırlatıyor. Herkese açık bir sorun olarak nitelendirilebilecek olan ezanın sesini duyabilmek için atılan bu gibi yaratıcı adımlar, toplumda daha geniş tartışmalara yol açabilir. Ezanın sesinin duyulması için bulunacak olan çözümler, bireysel inançların ötesinde bir toplumsal sorumluluk olarak değerlendirilmeli. Ali Yılmaz’ın hikayesi, din ve topluma dair önemli bir tartışmayı da beraberinde getirecek gibi görünüyor.