Artık bir yazılımcı olan mahkûm, hapiste geçirdiği zamanın kendisine nasıl bir fırsat sunduğunu tüm detaylarıyla anlattı. Yazılım dünyasının büyüsü ve sunduğu fırsatlar, hayatının en karanlık döneminde karşısına çıkan büyük bir ışık haline geldi. “Ne kadar kazandığını duyanların gözleri açılıyor” diyen bu genç adam, hikayesini anlatırken, hem ilham verici hem de düşündürücü unsurlar barındırıyor.
Birçok insan için hapiste geçirilen zaman kayıp olarak değerlendirilirken, bu mahkum bunun aksine yeni bir başlangıç olarak gördü. Eğitim sisteminin neredeyse sıfıra yaklaştığı bir yerde, kendisine sunulan hiçbir imkânı geri çevirmedi. Kitaplara, online kurslara ve çeşitli yazılım dillerine olan ilgisi, onu hapisteyken çok farklı bir yola yönlendirdi. “Yazılım, bana geleceğimi şekillendirebilmem için bir yol sundu. Her gün yeni bir şey öğrenmek, bana umudun yanı sıra motivasyon da verdi,” diyor. Kendisi gibi birçok mahkumun, içeride geçirdikleri zamanı nasıl verimli hale getirebileceklerine dair örnekler sundu.
Mahkum, "Yazılıma başladım ve her gün kendim için yeni bir hedef koydum" diyerek, yazılım öğrenirken yaşadığı zorlukları ama aynı zamanda elde ettiği başarıları anlatıyor. Günlük 10-12 saat kodlama yaparak, belirli bir seviyeye geldiğinde, ailesinin ve arkadaşlarının ona bakış açısının değiştiğini dile getiriyor. "Başlangıçta sadece boş zamanımı değerlendirmek için başlamıştım, ama kısa zamanda yazılımcılığın potansiyelini fark ettim." dedi. Yazılımcı olmak, ilk başta bir hayaldi; ama bu hayal, zamanla gerçek oldu. Felaketi, fırsata çeviren genç adam, hapisten çıktıktan sonra çalışmaya başladığında, kazancının yarattığı etkiyi anlatırken gözlerinin parladığını görebiliyoruz.
İçeride geçirdiği süre boyunca, ona destek olan online platformlardan da bahsediyor. İşte tam o noktada, hapiste olduğu dönemde edindiği beceriler sayesinde, hayatta kalmayı ve kendini kanıtlamayı başardığını ifade ediyor. İnsanların bu yeni yaşam biçimine karşı olan önyargıları ile yüzleşirken, yazılımın kapılarını ardına kadar açtığını belirtiyor. Artık yalnızca kendisi değil, ailesi ve çevresi de bu dönüşümü gözlemleme şansını yakaladı.
"Hapiste yazılımcı olduğunuzda, insanların size bakış açısı tamamen değişiyor. Zira bu meslek, sadece bir kariyer değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi. Birçok insan için hayal ettiğimiz hayatı yaşamak aslında bu kadar basit olabiliyor." diyerek edindiği deneyimlerin derinliğini anlatıyor. Geçtiğimiz günlerde yerel bir teknoloji şirketiyle anlaşarak, freelance projelere de imza atmaya başladı. Her geçen gün kendini geliştirmek adına yeni hedefler koyarak beynini meşgul etmeye devam ediyor.
Yazılımcı olmanın hikayesi belki sıradan bir hayat hikayesi gibi görünse de, arka planda yaşanan zorluklar ve mücadele esasen atlanacak gibi değil. Hapiste kaldığı günlerde her fırsatta kendini geliştirmeye çalışmış, bunun yanı sıra dışarıda hayat kurmaya, yeni hedefler koymaya karar vermiş. “Benim için bu bir savaş gibi. Oyunu kazanmak için her gün daha iyi olmaya çalışıyorum” diyor.
Sonuç olarak, bu genç adamın hikayesi, hayatta karşılaşabileceğimiz zorluklarla baş etmenin ve kendi potansiyelimizi keşfetmenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Gelecek hayatının yalnızca bir meslekten ibaret olmadığını vurgulayan ifadeleri, dinleyenleri düşünmeye itiyor. Eğer son bir tavsiye alacak olursanız, şu cümle ile karşılaşabilirsiniz: “Hayatımızda karşımıza çıkan zorluklar, en büyük fırsatlar olabilir. Onları değerlendirmekte ve doğru kararları almakta özgürüz.”